Cinque Terre & Porto Venere

İtalya’nın her yeri ayrı güzel ama batı bölgesi ve Amalfi kıyıları başka bir dünyaydı benim için. Bunda bu ufak köylerin sakin, olduğu gibi, sıcak, renkli mimarisi kadar bu mimarinin denizle birleşmesi ve yarattığı ahengin de etkisi büyük. İçinde gezmenin yanısıra uzaktan seyretmesi de bir o kadar unutulmaz. Gün ışığında ayrı, gece ışıltılı haliyle ayrı bir kare sunuyor biz fotoğrafçılara.

Cinque Terre’ye daha önce gitmiş ancak zaman kısıtlı olduğu için hepsine uğrayamamış trenle dur gez devam et şeklinde bir gezi olmuştu benim için. Tadı fazlasıyla damağımda kaldığı için tekrar gitmek kaçınılmazdı.

İlk gittiğimde önce Portofino‘ya gidip oradan geri Genova’ya dönerek trenle birkaç kasabayı gezmiştim. Portofino’yu ayrı yazdım. Bu bölüm 1997 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış Cinque Terre kasabaları ve Porto Venere üzerine …

Porto Venere’ye kaldığınız yere göre ulaşımı trenle sağlıyorsanız geleceğiniz istasyon La Spezia. Oradan da otobüs ile Porto Venere’ye geçebilirsiniz.  Tren istasyonundan otobüsle yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk sizi bekliyor.

Bu kıyıları gezerken araba da bir alternatif olabilir ama yollar çok dar ve her bir köyde araba için yer arayacağınıza hele de köyler arasındaki yürüme yolu geçiş yapmak için muhteşemse benim önerim trenle bir yere gelip sonra yürüyebildiğiniz kadar yürümeniz:)

Porto Venere

Yanyana sıralanmış renkli binaları, altında kafe ve dükkanları, önünde güneş ışınlarının vurduğu kayıklar, yukarıda kalesi ve kilisesi ile tüm sempatikliği ile karşımda… Şehrin denize bakan kısmından yürüyerek en uçta dalgaların dövdüğü kayaların üstünde yükselen “St Peter Kilisesi“ne ilerliyorum.  Eğer aceleniz yoksa kiliseden geri dönmek yerine sağ tarafa doğru giderek deniz kenarına doğru manzarayı kaçırmayın derim. Yine oradan yolu takip ederek Kalenin tepesine (Doria Castle) çıktığınızda sizi başka  güzel bir manzara bekliyor.

Güzel doğa manzara ve fotoğraflamalarından sonra şehrin dar renkli sokaklarına giriyorum. Çiçekçileri, dükkanları geçerek şehir turunu tamamlıyorum.

DSCN8373
St Peter Kilisesi…
DSCN8367
Porto Venere girişi..

DSCN8392DSCN8398

Riomaggiore

Tekrar otobüsle La Spezia’ya dönüp 5 köyden en yakını olan (10dak) Rio Maggiore ile Cinque Terre bölgesinin açılışını yapıyorum. Tren sefer aralıkları oldukça sık. Ve diğer köyler arası  ulaşım yaklaşık 5dak diyebilirim. Ama ben hepsini yürüyerek geçtim..

Trenden indiğinizde köy kayalar arasında saklı olduğu için tek görebildiğiniz aşağıda köpüren ve kayalara vuran dalgalar ve tepede köyler arası yürüme yolu. Evleri tek tek inceleyip etkileyici bir mimari asla beklemeyin. Hatta kimisinin dış sıvaları, boyaları dökülmüş, panjurları kırılmış durumda. Tüm bunlar ve camlarda asılı yada ender sayıdaki balkonlardan sarkan çamaşırlar bütünlüğün içinde beni rahatsız etmedi.

DSCN8436

Evlerin arasında biraz dolaşıp sahile iniyorum..Mevsim sonbahar rengarenk kayıklar hepsi kumsala çekilmiş… Gönlüme göre seçtiğim bir restoranda Cinque Terre bölgesi şarabı eşliğinde, makarna molası verip diğer köye geçmek için “Via Dell Amore” yoluna giriş yapıyorum.

Via Dell Amore: Riomaggiore ile Manarola arasını bağlayan yaya yolu. İki köyde oturan aşıkların kolay buluşması için yapıldığından bu ismi almış. Köyler arası bu parkur yaklaşık 1km uzunluğunda ancak o kadar güzel ki sadece fotoğraf çekmek için değil bu enfes manzarayı doya doya seyretmek için oturduğunuz yerden kalkamadığınız için daha uzun sürüyor. Tenha ise sanki havadaymışsınız gibi sadece rüzgarın sesi, deniz, güneş ve uzaktaki köy..

Ancak maalesef 2012 yılında bir heyelan sebebiyle düşen kayalardan turistlerin yaralanması sonucu yol kapatılmış. Sadece beli bir kısmı açıkmış. Mevcut durumu için önceden bilgilendirme alın.

Denize paralel yolun bitimi ile yol bağların arasından yukarıya doğru tırmanıyor. Bu yol aynı zamanda trekking yolu olarak da kullanılıyor. Tırmanmanın başladığı yerlerde hava da sıcak olduğu için zorlandığımı belirtmeliyim.

Riomaggiore’den bir sonraki köy Manarola’ya varış 20 dakika, son köy Monterosso’ya varış ise bu yol üzerinden yaklaşık 5,5 saat sürüyor.

Manarola

Yine aynı renklilikteki diğer köy Manarola, kayalıkların üstünü süslerken diğer tarafı yamaçlardaki üzüm bağları ile ortaya bakması doyulmaz bir görüntü sunuyor. Sahili olmadığı ve kayalık olduğu için tüm kayıklar sırayla denize doğru inen beton zemin üzerine çekilmiş bir sonraki yolculuğunu bekliyor.

Köyün sokaklarının havasını soluduktan sonra diğer köy Corniglia’ya geçmek üzere yoluma yine yürüyerek devam ediyorum. Yolun başında Manarola’ya uzaktan son bir bakış atarak tabiki…

Tepelerde evler, evlerin arkasında yamaçlarda bağlar eşliğinde yürüyorum.

DSCN8482

Corniglia

5 köyden en küçüğü olan Corniglia, sahili olmayan dağın tepesinde kurulmuş bir köy..Açıkçası yukarı tırmanmak gözümde büyüdüğü için Vernazza’ya doğru bağların arasından devam ediyorum. (1,5-2 saat)

Vernazza

Her ne kadar hepsi birbirine benziyor ise de, yeşil ile kırmızı ikilisinin hakim olduğu evler,  kilisesi, deniz kenarında şatosu ve kayalar üstünde yükselen kalesi ve sahiline vuran dalgaları ile benim en çok beğendiğim Vernazza oldu.

Sadece köyün içi değil Monterosso’ya geçen trekking yolundan ilerlemeye başladığım an yukarıdan gördüğüm manzara tek kelime kartpostal gibiydi.

DSCN8509
Vernazza’dan ayrılıp Monterosso’ya geçerken…

vernazza2vernazza

Monteresso al Mare

Bu trekking yolundan 1-1,5 saat arası bir zamanda Monterosso’ya varıyorum.

Uzun sahili ile daha çok tatil kasabası görünümü veriyor Monteresso. Diğer köylere kıyasla daha büyük, kendine özgü karakteristik bir yapısı olmadığı için hepsinin içinden de en az burayı beğendiğimi söyleyebilirim. Belki de artık yorgunluktan köy içinde kısa bir tur atıp hava kararmaya yakın dönüşe geçiyorum.

DSCN8519


Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s