Mardin

Farklı kültür ve dinlerin içinde yoğrulmuş şiir gibi bir açık hava müzesi…

Havasını soluyana, sokaklarını arşınlayana kadar, 4 günlük Mardin gezimize başlarken bizi neler beklediğinden habersizmişiz. Şehri ve çevre bölgeleri arkadaşımızın orada yaşayan bir tanıdığı rehberliğinde gezdik.

Bir tarafta kayalık tepenin eteğinde birbiri üzerine yükselen terasları ile Mardin evleri diğer tarafta alabildiğine yemyeşil Mezopotamya ovası. Gündüz özellikle güneş batarken ortaya çıkan sarımtırak çekicilik gece yerini ışıklı bir masala bırakıyor. Ne eşsiz kesme taş işçiliği ile yapılmış binalarını seyretmeye, ne de labirent gibi dar sokakları arasında dolaşmaya doyabiliyoruz. Ne de hepsi birbirinden güzel kilise, manastırlarda vakit geçirip huzuru hissetmeye.

Mardin’in diğer Anadolu şehirlerinden en önemli farkı Hıristiyan nüfusun varlığı (göçlere rağmen) ve manastır yaşamının sürüyor olması. Anadolu’nun birçok kentinde küçük Hıristiyan toplulukları bulunmakta, ancak hiçbir kentte Mardin kadar ibadete açık kilise bulunmamakta, işlevini sürdüren manastır ise hiç yok. Manastır yaşamı yalnızca Mardin’deki altı manastırda sürmektedir.

mardinkalesi
Mardin Kalesi
mardinkalesigece
Gece Mardin Kalesi

Bu güzelim görkemli mimarilerden ilkini geziyoruz, PTT binası. Cadde üstünde Şehidiye Medresesi’nin karşısında yer alan konak Mardin’in önde gelen ailelerinden biri için yapılmış. Daha önce hastane ve otel olarak kullanılan bina 1950 yılından sonra PTT binası olarak kullanılmış. Ekleme: 2010 yılında Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılan Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu Uygulama Oteli için PTT tarafından üniversiteye 10 yıllığına kiralanmış.  

pttbinasi

Ulu cami: Şehrin en eski camisi. El işçilikleri ile süslü minaresi yakından görülmeye değer.

ulucami

ulucami2

Kasımiye medresesi:

Şehir merkezinin 3-4 km güneybatısında yer alıyor. Eğitim verdiği dönemde bölgenin en önemli eğitim merkezi olan medresenin Artuklular döneminde yapımına başlanmış Moğol saldırıları sırasında yarım kalsa da 1500 yılı başında Akkoyunlu Sultanı Kasım döneminde tamamlanmış. En etkileyici yeri bir kısmı dökülmüş olsa da eşsiz işlemeleri ile süslü giriş kapısı. Avluda bulunan havuzun suyun akışı hayatı simgeliyor. Çeşmeden çıkan su doğumu, döküldüğü yer gençliği, ince uzun oluk olgunluğu ve suların bir havuzda toplanması ölümü temsil ettiği belirtiliyor. Daha sonra bu su kanallarla toprağa aktarılır ve topraktan tekrar can buluyormuş.  Medrese odaları havuzu çevresinde yer alıyor. Bir kısmı da yukarıda yer alan 23 adet medrese odası var. Oda kapıları özellikle kısa tutulmuş ki öğrenciler içeri girerken öğretmenlerine saygı misali boyunlarını eğsinler.

kasimiyemed2kasimiyemed3

kasimiyemed

kasimiyemed4

Mardin müzesi:

Cumhuriyet Meydanı’na yakın bir alanda bulunmaktadır. 1895 yılında Süryani Katolik Patrikhanesi olarak yaptırılan bina, restore edilerek 1995 yılında müze olarak hizmete açılmış. Eski Tunç, Asur, Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı gibi pek çok döneme ait seramik, cam ürünleri, yöresel giysiler, kılıçlar, bakır eşyalar vb sergilenmektedir.

mardinmuzesi

Deyrul Zafaran Manastırı:

Mimarisi kadar Süryani Kilisesi’nin önemli merkezlerinden biri olan manastır Mardin’in 4 kilometre doğusunda Turabdin bölgesinde, dağ yamacında, Mardin Ovasına hakim bir noktada yer alıyor. Muhteşem ova manzarasını yukarı ön kısımda doya doya seyredebilirsiniz. Milattan sonra 5. yüzyılda inşa edilmiş, farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşmuş. Bu eklentilere rağmen mimari tek bir zamanda yapıldığı izlenimini vermektedir.

1932’ye kadar 640 yıl boyunca Süryani Ortodoks patriklerinin ikametgâh yeri olan Manastır hala faal.  Süryaniler dua ve bereket almak için ziyaret etmekte ve kimi zaman konaklamaktadırlar.  Deyrulzafaran Manastırı, dinsel merkez olmasının yanında Süryani bilim ve din adamlarının yetiştirildiği bir okul işlevi de görmüştür. Bu nedenle Süryani Kültürünün günümüze ulaşmasında büyük rol oynamıştır. Mardin Metropolitinin de ikamet ettiği 80 odalı manastırda 30-35 kişi yaşamaktadır.

Önce Güneş Tapınağı, sonra da Romalılarca kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edilmiş, Romalılar çekilince azizlerin kemikleri buraya getirilerek manastıra çevrilmiş. Etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisinden dolayı Manastır, Deyrulzafaran (Safran Manastırı) adı ile anılmaya başlandı.

Kış döneminde 15:30a kadar açık olan manastır yazın 17:30a kadar ziyarete açık. deyrulzefaran4

deyrulzefaran3

deyrulzafaran

deyrulzefaran2

deyrulzefadandanova
Deyrulzafaran Manastırı’ndan Mezopotamya Ovası..
deyrulzefarandangunbatim
Deyrulzafaran Manastırı’ndan gün batımı..

Midyat

Mardin’e kadar gelmişken yaklaşık 1 saat mesafedeki Midyat’a gelmelisiniz.

Midyat Konuk Evi

Mardin evleri gibi sarı kalker taşından yapılma ev, Midyat’ın en ünlü mekanlarından. Sıla dizisinin çekildiği ev şehrin sembolü olmuş. Eskiden Hristiyan bir aileye ait ev ölünce devlete bırakılmış. Oyma ve işlemelerine bayıldım. Bu seyahatimizde başka bir nefes kesici manzara da bu terastan.

 midyatkonukevi

midyatkonukevi2

Meryem Ana Manastırı

Midyat’ın eski “Hah” olan tarihi Anıtlı Köyü’nde yer alan 1900 yıllık Meryem Ana Kilisesi mutlaka görülmeli. Büyüleyici bir işçiliğe sahip şaheserlerden bir diğeri. Merdivenlerden yukarı çıkmadan başınızı kaldırıp gökyüzünün mavisi ile buluşan manastırın ve göğe doğru yükselen çan kulesinin çekiciliğini bir an seyredin.

meryemanakilisesi

meryemanakilisesi3

meryemanakilisesi2

Mor Gabriel ( Deyrulumur ) Manastırı

1600 yıllık tarihiyle en eski birkaç Süryani Ortodoks manastırından biri olan Deyrulumur’un yeri Midyat ilçesi Güngören Köyü’nde. 397 yılında kurulan Manastır, Roma imparatorlarının bağışları ve katkılarıyla yüzyıllar içerisinde gelişmiş. Değişik tarihlerde içinde ve dışında ekler yapılmış.

İlk dönemlerde kurucularının isimleri ile anılan manastır sonraki yüzyıllarda rahiplerin meskeni anlamına gelen Deyrulumur ismi ile hitap edildi.

deyrulumur

Gülgöze Süryani (Mor Hadbşabo) Kilisesi

Köyün en yüksek noktasına inşa edilmiş bir kaleyi andırmaktadır. Kilise burçlarının keşişlerin inzivaya çekildikleri yerler olduğu sanılmaktadır. Savaş yıllarında (1915 olayları) Tur Abdin bölgesinde yaşayan Süryaniler bu köye sığınmıştır. Kilisenin dış cephesi ve avlusuna isabet eden kurşunlar halen duvarlarda bulunmaktadır. Kilisenin ilk olarak hangi dönemde inşa edildiği bilinmiyor, ancak bölgenin en eski kiliselerinden biri ve 1600 yıllık olduğu kabul edilmektedir.

gülgozesuryanikilisesi

Dara Harabeleri

Sabah, Mardin-Nusaybin yolu üzerindeki Oğuz Köyü, Dara Harabeleri’ne gidiyoruz. Burası, eski Mezopotamya bölgesinin en ünlü kenti. MÖ 6.yy da İran Hükümdarı Darxis tarafından kurulmuş. Yeraltı yerleşim birimi sonradan zindan olarak kullanılmış.

Kent Kalıntıları, kayalar içinde oyulmuş geniş bir alana yayılmıştır. Buralarda mağara evler var. Asıl kent çevresi surla korunmuştur. Kent kalıntıları içinde kilise, saray, çarşı ve depoları, zindan, tophane ve su bendi, hâlen görülebilmektedir.

Harabenin yanındaki su bendine giriyoruz, tavanı şaşırtacak kadar yüksek.

darasubenti

darasubentgiris

dara harabeleri

daraharabeleri2

Buradan Nusaybin Beyazsu’da öğle yemeğimizi yemeye gidiyoruz. Beyazsu deresinin yanında yeşillikler içinde, şark köşesi tarzında derenin üstüne kurulmuş yerlerde serinleyerek balığımızı yiyoruz.

nusaybinbeyazsu

Yaklaşık 25 km. uzunluğundaki Beyazsu deresi, Mardin ve ilçelerinin içme suyu ihtiyacını karşılamaktadır.

Savur

Tepeye kurulmuş Savur Köyü’nün en güzel yapılarından biri Hacı Abdullah Konağı. 162 yıllık, 22 odalı  konak müzeye dönüştürülmüş.

savur

haciabdullah4
Hacı Abdullah Konağı
haciabdullahkonagi2
Hacı Abdullah Konağı
haciabdullahkonagi
Hacı Abdullah Konağı
haciabdullah3
Hacı Abdullah Konağı

Hasankeyf

Dicle nehri üzerinde tarihi 10,000 yıl öncesine kadar giden, yaşayan antik şehir, mağaralar şehri. Kaleden gezmeye başlıyoruz. Dicle nehrinin ayırdığı 2 yakayı birleştiren yıkılmış eski köprüden kalan ayaklar, El-Rızk Cami’si ve minaresine yuva yapmış leylekleri, mağara evlerden oluşan manzaraya doyum olmuyor.

Dicle üzerinde yapılması planlanan Ilısu Barajı  nedeniyle sular altında kalma ve bu gördüğümüz kültürel hazinenin yok olma tehlikesini düşündükçe içim cızlıyor.

Antik kalıntılar arasından yürüyor mağaralardaki yaşamı izliyoruz. Hasankeyf isminin kaynağı mağaralar. Mağaralar Şehri” ya da “Kayalar Kenti” anlamına Arapça ve “Hısnı Keyfa” denilmiştir. “Hısn-ı keyfa” adı Osmanlılar zamanında Hısnıkeyf, halk arasında da Hasankeyf şekline dönüşmüş. Kimisi doğal kimisi de yaşayanların kalker kayaları oyarak oluşturdukları mağaralarda hala yaşam olduğunu görüyoruz.

Aşağı inip nehir kenarındaki yerlerde soğuk ayran içerken Dicle’yi dinliyoruz.

hasankeyf1

hasankeyf2

hasankeyf4 el rızk cami

hsasankeyf5

hasankeyf

hasankeyf7

Ve son olarak tabiki mide ziyafeti… Mardin’deki en güzel yemekleri Cercis Murat Konağı’ında yediğimizi belirtmeliyim. Çok popüler olan bu mekanda rezervasyon yapmanız şart. Tüm mezeler veya yemekler birbirinden lezzetli. Konaklamak için seçtiğimiz Erdoba Konaklarını da tavsiye ederim. İç mimarisi terasından manzarası oldukça keyifli.

erdoba
Erdoba Konakları

erdobaici

erdoba2

mardinevleri3

Mardin Evleri

mardinevleri2,

mardinevleri

Mardin Sokaklarından…
Mardin Sokaklarından…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s