Doğrusunu söylemek gerekirse arkadaşım düğüne gidiyorum deyip davet edene kadar bu yerin varlığından haberim yoktu. İspanyanın Cannes’i imiş Marbella. Bence kesinlikle daha güzel…
Eğer farklı bir yer göreyim ama hem de deniz tatili yapayım yanında güzel yemekler, eğlence olsun derseniz İspanya’nın Malaga şehri bölgesindeki bu sahil (Costa Del Sol) şehrini listenize ekleyebilirsiniz.
Malaga neresi derseniz Endülüs özerk bölgesi içinde Granada, Cordoba ve Sevilla’ya komşu bir şehir. İstanbul’dan uçuşlar Malaga’ya yapılmakta. Marbella’ya geçiş yapmadan önce bir gece biz de Malaga’da kaldık. Amaç sadece gecelemek yarın da otobüsle Marbella’ya geçmek idi. Şehrin sokaklarında kısa bir yürüyüş, alışveriş ve nefis bir yemekle hatırlayacağım Malaga’yı. Trip advisor’dan bulduğumuz gitmeden önce rezervasyon yaptığımız Los Mellizos…Yediğimiz deniz mahsullerinin, ahtapot ızgaranın tadını unutamıyorum. Porsiyonlarına göre fiyatları da makuldü.
Ertesi gün Marbella’ya otobüs ile geçtik. Yaklaşık 1-1.5 saat sürüyor yol. Marbella’nın konaklayabileceğiniz 2 kısmı var. Biri doğuda biraz daha resort, tatil köyleri kısmı diğeri de şehir merkezi. Biz tatilin ilk kısmında düğünün de yapıldığı Don Carlos Resort’a yakın olması için önce sahil kısmında kaldık. Sonra şehir merkezine geçtik. Sahil kısmında otellere ait yerler olabileceği gibi günlük şezlong ve şemsiye için para ödeyerek herkese açık halk kısımdan da girebiliyorsunuz. Upuzun bir sahil olduğu için yürüyüş yapma şansınız da var. Şehir merkezinde gittiğimiz ücretli plajların da gayet güzel (hatta denizi daha düz) ve konforlu olduğunu söyleyebilirim. Araba kiraladı iseniz şehrin doğusundaki plajlara da gidebilirsiniz.
Eskiden çiftçilik, balıkçılık ile geçinen Marbella’da ilk otel 20.yy başlarında açılmış, takip eden yıllarda zengin aristokrat ailelerin buradan ev almaları, lüks resortların açılması, Avrupa’nın elit tabakasının ziyaretleri turizmin gelişmesine ve bu şehri uluslararası jet-setin destinasyonu yapmış. Zaman içerisinde pek çok ünlünün ziyaret ettiği şehirde Arap krallarının ve bazı zenginlerin halen evleri bulunmakta.
Her ne kadar şu an deniz turizmi ile ün yapmış olsa da dağın eteğine kurulmuş, farklı kültürlere ev sahipliği yapan Marbella’nın dar sokakları da ayrı bir dünya. Endülüs/Emevi karışımı mimarisi evleri, farklı motiflerle süslü duvarları içinizi açıyor.
“Plaza de los Naranjos” eski şehrin merkezi. Palmiyeler ve portakal ağaçları ile süslü, pekçok kafenin yer aldığı bu meydanda belediye binası, belediye başkanının evi ve şehrin en eski dini binası/şapeli yer almakta. (Ermita de Santiago)
Puerto Banus, şehrin yeni bölgesindeki, dağ ile denizin buluştuğu alanda lüks büyük teknelerin/yatların demirlediği, önünde lüks arabaların kuyruk olduğu marina. Güneş battıktan sonra cadde boyunca sıralı restoranlar, barlar, kurulan hediyelik eşya tezgahları farklı bir dinamik sunuyor.
Diğer bir önerim Paseo Maritimo… Şehrin merkezine çok yakın, batı yönüne doğru yani Puerto Banus’un zıt tarafında yer alan sahile paralel, palmiyelerle kaplı uzun çok keyifli bir yürüme yolu.. Yol üstünde restoran ve kafeler bulabilir, dışarıda oturup güneşin, deniz manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Ve gelelim en eğlenceli konulardan birine yemek ve Sangria..Eski şehirde Avenida Miguel Cano da yer alan tapas barları Marbella’nın pahalı restoranlarının aksine size uygun fiyatlı müthiş lezzetler sunuyor. Hem içeride hem de cadde üstündeki bira fıçılarından masaları, cıvıl cıvıl kalabalığı ile bu sokakta farklı alternatifler bulabiliyorsunuz. Bizim tercihimiz Bodeca La Venencia ve La Taberna del pintxo oldu. Her ikisini de tavsiye ederim. La Taberna del pinxto’da akşam saatlerinde farklı pintxolar tüm masalara dolaştırılıyor istediklerinizi seçip yediğiniz adet üzerinden sonra ödeme yapıyorsunuz. Hepsi birbirinden lezzetli olduğunu söylemeliyim. Yanında da bir çömlek sürahi sangria eşliğinde…
Tatlı olarak İspanya’nın geleneksel tatlısı churros u denemelisiniz. Bizim tulum tatlısı gibi ancak daha ince, çıtır çıtır ve hafif.
Fotoğrafçı Gezgin 