Geniş caddeler, Pasifik Okyanusu, sahiller, muhteşem gün batımları, zenginlik, bazı yerlerde hayal kırıklıkları, ünlüler, film stüdyoları, masal dünyası… Los Angeles’in bende bıraktıkları…
Gelişimiz Santa Barbara ve sahilden olduğu için Los Angeles’e girmeden “Malibu Beach” ilk durağımızdı. Denizin hemen bitiminde başlayan kayaların üstündeki evler insana acaba birilerini görsek diye hayal kurduruyor.
Ertesi sabah şehri gezmeye “Hollywood Bulvarı“ndan başladık. Aslında yukarıda yazdığım hayal kırıklığı kısmı buraya ait. Televizyonda genellikle Oscar ödül törenleri sırasında görmeye alışkın olduğumuz kırmızı halılarla döşenmiş Dolby Theather (Kodak Theather) ve civarı aslında sıra sıra dükkanların yer aldığı sıradan gösterişsiz bir cadde. Hele de sabah gittiğimiz için boş ve çoğu dükkanın kapalı olmasından dolayı ruh gibiydi. Yerde ünlülerin el izlerini görmesek doğru cadde (Walk of Fame) üstünde olduğumuzu anlayamazdık. Aynı hissiyatım Kodak Tiyatrosu için de geçerli. Göz boyama böyle bir şey işte. 2001 yılında açılan Kodak tiyatrosu ilk kez 2002 yılı Mart ayında Oscar ödül törenine ev sahipliği yapmış. Onun dışında burada pek çok konser, gösteri ve şov gerçekleştiriliyor. Sahnesi Amerika’daki en büyüklerden biri olmasına rağmen koltuk kapasitesi açısından zayıf.
Gelelim en zevkli kısımlarına. Film stüdyoları… Daha çok vaktimiz olsa hepsini gezerdik sanırım. “Paramount Pictures“. O sırada Mission Impossible 3’ün de çekimlerinin yapıldığı stüdyoların arasında dolaşıyor, ünlülerin hazırlandığı vagonları görüyoruz. Bizim gibi şanslıysanız park yerinde bir ünlüye denk gelebilirsiniz.
Universal Studios ve Disneyland.. Hem yetişkinlere hem de çocuklara hitap eden bu eğlence ve biraz da heyecan parklarına bayılıyorum. Siz de içinizdeki çocuğu hala koruyorsanız kaçırmayın derim. Gitmek için sadece çocuklu olmak gerekmiyor:)

Beverly Hills, Rodeo Drive şehrin zengin, ihtişamlı bölgeleri. Lüks villalar, kafeler, tertemiz şık sokaklar, mağazalar…





Ama ben en çok “Santa Monica“yı sevdim. Tam şehirden ayrılacağımız gün keşfetmemiz yazık oldu. Cıvıl cıvıl kafeler, restoranlar, kumsal insana enerji veriyor. Bence Los Angeles’in en güzel ve canlı yeri. Otelimizi Hollywood’a yakın bir yerde seçmiştik. Ancak tekrar gitsem kesinlikle Santa Monica civarlarında kalırım.

